Haber: İbrahim UYGUR
Demokrat Parti Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Polat, korona virüs döneminde Şanlıurfa’da yapılan hizmetler konusunda belediyelerin ve DEDAŞ’ın aksayan hizmetleri ile adeta sınıfta kaldıklarını söyledi.
Demokrat Parti Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Polat, korona virüs süreci ve vatandaşlara sunulan hizmetler konusunda Uygur Medya Grubuna bir açıklama yaptı. Yapılan hizmetlerin yeterli olmadığını ve vatandaşların daha çok mağdur edildiğini söyleyen Başkan Polat, özellikle Şanlıurfa’da kurumların adeta sınıfta kaldıklarını söyledi.
Korona virüs tüm dünyada etkisini devam ettiriyor. Dünya genelinde birçok ülke ikinci dalga virüs yayılımının artmasından endişe ederken, ülkemizde ise tedbirler kapsamında belediyecilik DEDAŞ ve bular gibi hizmet alanlarının vatandaşı rahatlatmak yerine adeta mağdur ettiğinin altını çizen Demokrat Parti Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Polat, açıklamasında şunları söyledi; “Şanlıurfa konusunda bizim belediyelerimiz sınıfta kalmıştır. Adeta vatandaşlar kendi kaderine terk edilmiştir. Ne halin varsa gör denilmektedir. Belediyelerde herhangi bir çalışma yok.
DEDAŞ’tan vatandaşa kesinti sürprizi
Demokrat Parti Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Polat, korona virüsle mücadelenin devam ettiğini fakat normalleşme döneminin başlamasıyla birlikte DEDAŞ’ın Şanlıurfalı dar gelirli vatandaşların elektriklerini keserek açma kapama bedeliyle birlikte ödeme yapmalarını istediklerini belirterek; “Tarım alanındaki çiftçilerimiz perişan. Mesela ben Dün birisi ile konuştum, ben 135 dönüm pamuk geçen yıl ektim. Elektrik parası bu kadar, gübre parası şu kadar, ilaç parası bu kadar, tohum şu kadar, bununla birlikte kürekçi parası ekleniyor ve diyor ki ben 18 bin TL zarar ettim. Bir daha asla pamuk ekmem.
DEDAŞ zaten başlı başına bir sorun, bu kadar mazot, bu kadar kürekçi parası, bu kadar ilaç ve gübre tohum parası, bunlar sıradan şeyler değil. Çiftçi kazanacağı yerde maalesef gittikçe batıyor. Hükümet çiftçisini desteklemelidir. Bütün dünya kendi çiftçisini destekliyor. Bu pandemi, korona döneminde de anlaşıldı ki, ondan sonra nasıl ki biz sağlık çalışanlarımızı alkışlıyoruz, bundan sonra bir tek alkışı hak eden ikinci kısım ise tarım sektörü olacak. Çünkü bu alkışı onlar hak ediyor.
Çünkü tarım olmazsa, olmaz. Yemeden içmeden yaşamak mümkün değil. Onun için bugün eğer karnımız doluysa bir çiftçiye bizim teşekkür etmemiz gerekir. Bütün dünya devletleri kendi çeşitlerini destekliyorlar. Biz ne yaptık biz kendi çiftçilerimizi desteklemiyoruz. Türkiye tarım ülkesi. Türkiye dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden birisi iken bugün yani bir Konya nüfusu kadar olan bir olan Hollanda’dan biz her türlü ürünü getiriyoruz. Hollanda deniz seviyesi yüksek olduğu için her tarafı 78 metre duvarlarla kaplı. Konya’nın yüzölçümü 41 bin kilometredir. Adeta Hollanda da Konya kadardır.
Bizim DAP Projesi GAP Projesi biz bunları bitirirsek, değil Türkiye’yi dünyayı besleriz. Ama maalesef 7 ülkeden biri iken kendimiz bugün dünyada samanı dahi ithal ediyoruz. Bütün Dünya çiftçisini destekliyor. Mesela Putin diyor ki biz bundan sonra kimseye buğday satmam ne kadar para verirlerse versinler, çünkü benim ihtiyacım var ve ben dışarı satmam. Yani bu koronada gösterdi ki, dünya bir açlık tehlikesiyle karşı karşıyadır. Biz kendi çiftçimizi desteklememiz gerekir. Dünya yüzyıl, 200 yıl ve daha fazla yıllar boyunca kendi çiftçilerini destekledi.
Şimdi bize diyorlar ki siz Almanya’da ki çiftçiler ile bilek güreşine oturun. Kardeşim bunlar 100 sene 200 sene çiftçisini destekledi, onların çiftçilerinin kolu çelik gibi olmuş bırakın biz de bir 10-15 sene destekleyelim bizim kemiklerde güçlensin ki onlarla bilek güreşine oturalım. O nedenle bu DEDAŞ vatandaşımızı perişan etmiştir. Vatandaşımız diyor ki ben bütün mahsulümü satsam DEDAŞ’ın parasını karşılayamam.
Mesela geçenlerde Siverek ilçesine gittim orada DEDAŞ’ın yüksek gerilim hattı geçiyor, adamın buğdayı komple yanmış üstelik birkaç kişi sana yardım edilmez ve üstüne birde sana ceza gelir demiş aynı durumu yaşayan başka birisine ceza gelmiş. Yani vatandaş perişan. Mesela bugün GAP projesinin yaptık burada çiftçilerden dönümüne 85 TL para alıyorlar. Yani bizim dönemimizde çok komikti bu kadar olur mu? mesela geçen sene bir çiftçi arkadaşımız 85 TL verirken kanaldan su alıyor. Bu sene 165 TL yapılmış.
Elektrik pahalı, dönüm başı ana kanaldan sulama yapan kişide çok astronomik bir sulama parası ödüyor. Vatandaş bütün ürününü satsa ki bu sene Allah’a şükürler olsun yağmur istenilen seviyedeydi, bizim susuz tarım yapan çiftçilerimiz bire 5 ürün aldı. Fakat geçen yıl tohumunu kurtaramadı. Yeni bizim çiftçimizi desteklememiz gerekiyor.
Maske dağıtımını bile beceremediler
Demokrat Parti Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Polat, belediyelerin korona virüs sürecini düzenli olarak sürdüremediklerini, sıradan bir maske dağıtımını bile beceremez hale geldiklerini söyleyerek şöyle devam etti; “Belediyecilik çalışmaları konusunda yani siz ben daha iyi biliyorsunuz gerçekten Vatandaş, bir maskenin maliyeti 20 ya da 3 kuruştur. Halen o maskeyi dağıtamadılar. Bir maske dağıtımını beceremeyen dünya ülkeleri paket üzerine paket dağıtırken milyon dolarlar vatandaşına hibe ederken mesela bugün İlhan Kesici falan bunlar hepsi ekonomisttir. Diyor ki kardeşim merkez bankası var. Para basın vatandaşa bedava dağıtın. Bu bir kağıttır ve vatandaşa dağıtın. Millet perişan esnafa diyoruz ki, efendim öteleme yok, bütün esnaf BAĞKUR primini SGK’sını vergisini ödüyor kirasını ödüyor. Fakat herkes perişan. Buna örnek vereyim düğün salonları olan bir arkadaşım beni aradı ve bana dedi ki, ben şimdiye kadar 300 bin TL eksilerdeyim, daha 1 Temmuz’da düğün salonları açılacak. Yani o da ne olacak belli değil. Bu nedenle vatandaş kendi kaderine terk edilmiş, belediyelerin çalışmaları bizleri mutlu etmiyor.
100 Dönümlük göl, Şanlıurfa’ya şart
2009 yılında belediye başkan adayı olduğu dönemde Şanlıurfa’nın ihtiyaçlarını karşılamak için 100 dönümlük bir alana göl yapma sözü verdiğinin altını çizen Başkan Polat, bu gölün Şanlıurfa’nın ihtiyaçlarına cevap verebileceğinin altını çizdi.
Polat; “Ben 2009 yılında belediye başkan adayı olduğumda diyordum ki ben 100 dönüm bir gölet yaparım. Yani Mardin yolu yanında cumhuriyet parkının bitişiğinde bugün askeri tugay kalkacak. Orada bir 100 dönüm gölet yapsınlar üniversiteye gidiyorsunuz bugün 60 dönümlük bir göl var ve bu gölde birde kayık var. Yaptığınız gölde tekneleri olsun kardeşim. Şanlıurfa zaten yaz mevsimlerinde adeta kerbelaya dönüyor.
Bugün karakoyun deresinde bir Fırat suyunu akıtamadılar. Balıklıgöl’ün yanında Yakubiye mahallesi Haleplibahce mahallesi o görünen evlerin hepsini kaldırın. Hatta geçmişte büyüklerimiz diyorlardı ki Mekke ve Medine’ye bir şey olursa millet buraya Hac ibadetini yapmaya gelir. Burası bir İbrahim makamıdır. Şanlıurfa dünyada Mekke Medine ve Kudüs’ten sonra dördüncü büyük kutsal şehirdir. Yani orada bulunan gecekonduları kaldırıp 5 yıldızlı oteller yapın. Yani bir cazibe merkezi oluşturun. Bölgemizin başkenti olsun. Fakat şu anda bakıyorsunuz ki durum yürekler acısı.
Hala GAP Havalimanımız boş, 30 bin kişilik stadyumda yüzme havuzları var ek sahalar yapılması gerekiyordu. Yani sadece park yapılıyor. Ardından kaldırımlar laleler çiçekler. Bular her hâlükârda yapılır. Fakat bizlere öncelikle lazım olan büyük projeler. Gençlerimiz işsiz, belediyelerden çok büyük hizmetler bekliyor vatandaşlarımız fakat, maalesef umduğumuzu bulamadık.” şeklinde konuştu.